Orijinal Adı: Sanal Aşk
Seri: Yok
Yayınevi: Kapı Yayınları
Sayfa Sayısı: 360
Baskı Yılı: 2016
Arka Kapak Yazısı
Artık insanlar birbirine değil telefonlarına bakıyorlar. İnternet bizleri uzaklardakilere yakın ederken, yanı başımızdakilerden de uzaklaştırmaya başladı. İlişkiler Facebook'ta kurulur, WhatsApp'ta sürdürülür, "arkadaşlık listesinden silerek" de bitirilir oldu. Oysa aşkın ve ayrılığın acısı her çağda can yakıyor. Teknoloji değişse de insan yüreği aynı kalıyor.Bu kitap sanal aşkları ve gerçek duyguları her yönüyle ele alarak, bir "internet profili"nden fazlası olan bizlere anlatan ilk kapsamlı eser. Okurken kendinize dair ilk kez fark edeceğiniz çok şey olacak.
Kesin olan bir şey var ki o da sanal dünyanın ilişkilerimizi ve ilişki sürdürme biçimlerimizi derinden etkilediği. Her şeyin bir "tık"la değiştiği bir zamanda aşk da uçuculuktan nasipleniyor, bir "tık"la buharlaşıyor. Geride kalan duygular ne kadar gerçek ve uzun ömürlü peki?
Yorum
Kemal Sayar.. yazdıklarıyla, cümleleriyle ruhuma, hayatıma dokunabilen az sayıda yazardan biri. Kitaplarından etkilendiğim bir çok yazar oluyor ancak Sayar bir başka, o hayatıma cümleleriyle dokunuyor ve varlığını somut bir biçimde hissettiriyor. Bu yüzden onun yazdıkları benim için çok değerlidir, Sanal Aşk'ın çıkacağını duyunca çok sevinmiş ve heyecanla beklemiştim. Hatta tanıtım yazısında belirtmiştim, yazıya buradan ulaşabilirsiniz.Kemal Sayar ve Berna Yalaz'ın birlikte kaleme aldığı kitap, çağımızın yeni çözüm ve sorunlarına değiniyor. Değişen dünya ve değişen hayatlarımızda, sanal dünyanın, siberalemin eksi ve artı yönlerini değerlendiren bir kitap. Kitapta sanal dünyanın etkilerini tüm yönleriyle görebilmek mümkün, hayatlarımıza girişi ve hayatlarımızı yeniden şekillendirişi ve henüz netleşmemiş olan hayatlarımızın gittiği yön... Yazarlar bunların her birini artı ve eksi yönleri ile sunmaya çalışmış ve bu esnada da bir çok kaynak ve araştırmadan yararlanarak en net ve en doğru sonuca ulaşmaya çalışmışlar.
Açıkçası kitap beni büyüledi ve hayatımı gerçekten etkiledi. Sanal alemde gereğinden fazla vakit geçirmeye, telefona daha fazla gömülmeye başlamıştım bu beni rahatsız ediyordu ki bu kitaba başladım ve internet bağımlılığımı gözden geçirmeye karar verdim ve kitabı okudukça kendi hayatımı da okumaya çalıştım. Kitaba başladıktan sonra bağımlılığıma dur demem gerektiğine karar verdim ve internet kullanımımı azaltmak için çabalamaya başladım, şimdilik iyi gidiyorum. Önceden bir günde telefonumun şarjı tamamen biterken artık bir günün sonunda %40 kadarı hala bitmemiş oluyor ve zamanla bu durumu daha da iyileştirmek istiyorum.
Kitabın kendi hayatıma etkisini biraz uzunca anlattım çünkü boş bir kitap değil, size şunu yapan, bunu yapın diyen kitaplardan değil. Soru sormanıza, yapmanız gerekeni kendinizin bulmasına olanak sağlayan bir kitap. İşte bu yüzden uzunca yazmak ve belirmek istedim. Kitap size bilgiyi veriyor ne yapmak istediğiniz size kalmış, ben bağımlılığımla baş etmeye karar verdim *her ne kadar bağımlı olduğumu kabul etmek istemesem de öyleyim*, bence sizde kitabı okumalı ve ne yapacağınıza karar vermelisiniz. Sanal Aşk'ı okumasanız bile lütfen sanal dünya ile olan ilişkinize bir göz atın ve bağımlı olmadan onu yönetebilir hale gelin.
Yalnızlık, yalnız kalmanın sancısı iken; tek başınalık, yalnız olmayı seçmenin zaferidir. Yalnızlık fiziksel ve duygusal olarak acı verir, onu en çok istediğimiz anda bizden uzak kalan bir yakınlığın yokluğunu belirtir. Tek başınalık ise bilinçli ve iradi bir biçimde yalnızlığı yeğlemektir. Tek başınalığın ruha verdiği tatmin hissini yaşamayan kişi, yalnızlığın verdiği ıstırabı tadar. Tek başınalık lazım geldiğinde o yalnızlıktan çıkabilmektir de.Tek başına kalamıyoruz, çünkü her yalnız kaldığımızda kafamızı ekranlara gömüyor düşüncelerimizden, kendimizden kaçıyoruz. Hadi başımızı kaldıralım ve biraz tek başımıza kalalım. Ruhumuzun derinliklerinde yolculuğa çıkalım, kendimizden kaçmak yerine kendimizle yüzleşelim.
Yazımı okuduğunuz için teşekkürler, iyi okumalar.